Göz Tansiyonu İçin Ne Yapmalı

Göz tansiyonu pek çok nedenle ortaya çıkabildiğinden göz tansiyonu için ne yapmalı sorusu sıklıkla araştırma konusu olmaktadır. Bu rahatsızlık glokom olarak bilinmektedir ve pek çok yöntemle tedavi edilmektedir. Halk arasında genel olarak bilinen şekliyle göz tansiyonu, gözdeki iç basıncın artmasıyla ortaya çıkan yaygın göz hastalıklarındandır. Bu iç basınç devamlı olarak yükseldiğinden göz sinirleri hasar görmektedir. Kişinin görme yetisi zamanla etkilenir ve geri dönülmez bir hal alır. Glokom kendini diğer göz rahatsızlıkları gibi hemen belli etmediğinden erken teşhis zordur. Bu nedenle kişilerin düzenli olarak göz kontrolüne gitmesi çok önemlidir.

Glokom Nasıl Oluşur 

Glokom nasıl oluşur sorusuna cevaben, göz içi basıncın artması bu hastalığa neden olur. Göz içindeki basınç dengesi arttığında göz sinirleri zarar görmeye başlar. Ancak her yüksek göz tansiyonuna sahip kişinin glokom olduğu anlamına gelmemektedir. Bu rahatsızlık pek çok nedene bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. 

Gözün iç kısmında bir sıvı üretilir ve bu sıvı gözden dışarı atılan bir sıvıdır. Bazı zamanlarda bu sıvı göz içinden atılamamakta ve birikmeye başlamaktadır. Bu da gözün içindeki basıncın artmasına sebebiyet verir. Gözün damar katmanında üretilen sıvı, gözün sağlığının korunmasında önemlidir. Sıvı gözde kalır ve dışarı atılamazsa zamanla göz içi damarlarına ve sinirlerine zarar vermeye başlar.

Göz Tansiyonu Kimlerde Görülür 

Glokom hakkında en çok merak edilen bir diğer konu göz tansiyonu kimlerde görülür sorusudur. Glokom genetik nedenlerden dolayı da ortaya çıkabildiği için net bir yaş skalası vermek pek mümkün değildir. Ancak risk değerlendirmesi yapıldığında 40 yaş ve üstü kişilerde bu rahatsızlığa olan yatkınlık artmaktadır. Ailesinde glokom öyküsü olan kişilerde bu rahatsızlığın görülme ihtimali de artar. 

Göz Tansiyonu Nedenleri 

Göz tansiyonu nedenleri arasında pek çok fizyolojik ve biyolojik faktör yer alır. Bu nedenlerin en başında şeker hastalığı yer almaktadır. Şeker hastalığı vücuttaki sinirleri oldukça fazla etkiler. Kandaki şeker oranına bağlı olarak pek çok sinirsel hastalık ortaya çıkmaktadır. Şeker hastası kişilerde yaşanan göz ve görme sorunları oldukça yaygındır. Bunun yanı sıra guatr rahatsızlığına sahip kişilerde de göz tansiyonu riski fazladır. 

Göz yaralanmaları, glokoma neden olan bir diğer unsurdur. Göz içi basıncının artmasına neden olan ciddi yaralanmalar, retinaya bağlı durumlar ve göz tümörü gibi durumlarda da bu risk katlanarak artar. Bazı göz ameliyatlarında göz tansiyonu oluşma sorunu da görülebilmektedir. 

Genetik yatkınlık da göz tansiyonu oluşumunda büyük bir risk faktörüdür. Üstelik ileri derece miyop olmak da glokoma yol açmaktadır. Uzun süreler boyunca kortizon tedavisi almak ve diğer dış etkenler nedeniyle glokom oluşumu görülür. 

Göz tansiyonu riskini artıran durumlar şunlardır:

• Migren 
• Kortizon tedavisi
• Genetik 
• Şeker hastalığı 
• Yüksek ya da düşük kan basıncı (yüksek tansiyon)
• Yüksek miyopluk ve yüksek hipermetropluk 
• Göz yaralanmaları
• Yatkınlık

Göz tansiyonuna neden olan risklerin ortadan kaldırılması ya da durumun erkenden tespit edilebilmesi için düzenli olarak göz doktoruna gitmek gereklidir. Özellikle 40 yaş öncesi her 5 yılda bir ve 40 yaş sonrası her 3 yılda bir düzenli olarak kontrole gidilmelidir. 60 yaş üzerindeki kişiler ise her yıl düzenli kontrol edilmelidir. Ayrıca ailede göz tansiyonu olan kişiler varsa öğrenilmelidir. Bunların yanı sıra düzenli egzersiz yapmak, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak gerekir. Ciddi göz yaralanmalarından sonra mutlaka doktora gözükmek gerekir. 

Göz Tansiyonu Belirtileri 

Göz tansiyonu belirtileri diğer göz hastalıklarıyla benzerlik taşımaktadır. Bu nedenle doktora gitmeden kişilerin kendi kendine tanı koyması mümkün değildir. Göz tansiyonunun en çok rastlanan semptomları şunlardır:

• Ekrana bakarken gözde oluşan ağrı 
• Özellikle sabahları baş ağrısı çekmek
• Bazen bulanık görmek
• Gece ışık etrafında halkalar görmek 
• Mide bulantısı 
• Göz kapağında ağrı 
• Alın ve baş kısmında ağrı 

Çocukluk dönemlerinde ışığa karşı aşırı hassasiyet duymak da göz tansiyonu belirtilerinden biri olabilir. Bu durumda mutlaka göz doktoruna görünmek gerekir. 

Göz tansiyonu kendini özellikle her sabah yaşanan baş ağrısı ile belli eder. Şiddetli baş ağrısı başka rahatsızlıklardan da kaynaklanabilir. Göz tansiyonunu tespit etmenin tek yolu doktora gözükmektir.

Göz Tansiyonu Tedavisi

Göz tansiyonu tedavisi kişinin durumuna bağlı olarak belirlenir. Glokomlar açık açılı glokom ve kapalı glokom olarak iki farklı türde incelenir. Glokom şu şekilde teşhis edilir:

• Göz tansiyonu ölçme aracı
• Bilgisayarlı görüş testi 
• OCT
• Optik sinir muayenesi
• HRT

Tedavide kullanılan yöntemler ise şunlardır:

• İlaç tedavisi
• Cerrahi müdahale
• Lazer tedavisi 

Bu tedavi yöntemlerine rağmen göz tansiyonu düşmezse bu durumda uygulanacak diğer yöntemler de cerrahi müdahale içerecektir. Bu tedaviler göz tansiyonunu tamamen geçirmeyebilir ancak kontrol altında tutulmasını sağlar. Böylece gözün iç kısmındaki sinirlerin daha büyük hasar almasının önüne geçilir. Genellikle ilaç tedavileri işe yaramazsa son çare olarak cerrahi yöntemlere başvurulur. 

Göz tansiyonu için uygulanan bir diğer tedavi türü SLT yani Selektif Lazer Trabeküloplastidir. Bu uygulama son derece hızlı ve kolaydır. Pek çok kişi bunu glokom ameliyatı sansa da aslında bu uygulamadan cerrahi bir dokunuş yapılmaz. Anestezik damla ile göz uyuşturulur. Sonrasında göz içinde biriken sıvının dışarı akıtılması için göze lazer ışıkları uygulanır. Göz sıvısının dışarı atılmasıyla damarların normal boyuta dönmesi sağlanır. Bu uygulama kendini 1-3 ay sonrasında gösterir. Yani hemen sonuç vermeyebilir. Bu yöntem sayesinde göz basıncı %30 oranında düşmektedir.

Göz tansiyonu tamamen ortadan kaldırılamayan bir rahatsızlıktır. Ayrıca her yüksek göz tansiyonu glokom demek değildir. Zaman zaman göz içi basıncın başka nedenlerle de artması mümkündür. Uygulanan tedaviler sayesinde bu rahatsızlığın nüksetmesi ve sinirlere zarar vermesi engellenir.

Katarakt Kaç Yaşında Olur merak edilenler için tıklayın!

Unutmayın, bu blog yazıları sadece bilgilendirme amacı taşımaktadır. Eğer tıbbi bir endişeniz veya sorunuz bulunuyorsa, lütfen bir doktora danışınız.